İnşaata kısa ve orta vadede talep düşüklüğü riski yaşanmayacak!

Batu Group İcra Kurulu Başkanı Batuhan Batu, Türkiye'de inşaat sektörünün kat edeceği daha çok mesafe olduğunu ifade ederek, "Bugün sektör yıllık 600 bin-700 bin arasında olan konut talebini karşılayamıyor. Yani sektörün önü açık. Kısa ve ortada vadede bir talep düşüklüğü riski yaşanmayacak." dedi. 

Ana faaliyet konusu inşaat olan Batu Group, 1979’tan beri faaliyet gösteriyor. Ağırlıklı olarak inşaat olmakla birlikte eğitim, sanayi, enerji, turizm, tarım, medya, denizcilik alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu sene ticaret hayatındaki 35.yılını kutlayacak grubun İcra Kurulu Başkanı Batuhan Batu, inşaat sektörünün 2013 performansı, 2014 ile ilgili beklentileri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İnşaat'ın 2013'te kriz beklentilerinin aksine büyümeye devam ettiğini ifade eden Batu, "Tabi bu büyümede Türkiye'nin kredi notunun arttırılmasının sonucu olan faizlerdeki düşüş, kentsel dönüşüm yasası, mütekabiliyet yasası kapsamındakı düzenlemeler ile 2B konularındaki düzenlemelerin etkili olduğu bir gerçek." diye konuştu. Sektörün kriz yaşamaması için elinde ciddi argümanlar olduğuna dikkat çeken Batu, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Bir kere bugün sektör yıllık 600.000-700.000 arasında olan konut talebini karşılayamıyor. Yani sektörün önü açık. Kısa ve ortada vadede bir talep düşüklüğü riski yaşanmayacak. Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü ve Kanal İstanbul gibi mega projelerin yarattığı rüzgar da özellikle İstanbul’un gayrimenkulde çok daha cazip yatırım fırsatları sunmasını sağlayacak gibi gözüküyor. Ayrıca diğer ve en güçlü argümanlar olarak Kentsel Dönüşüm Kanunu ve Mütekabiliyet Yasası'nı sayabiliriz." 

"KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL AYAĞI ÇOK ÖNEMLİ" 

Grup olarak 2014’ten umutlu olduklarını dile getiren Batu, kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm deyince insanların zihninde önce rant düşüncesinin geldiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: 

"Ülke ekonomisinin son yıllarda kayda değer bir büyüme göstermesiyle beraber, çaplı projelerin gazete ve televizyonlarda boy göstermesi ve baş döndüren bir hızla inşaat sektörünün büyümesi, cazibesini ve etkinlik alanını oldukça arttırdı. Bugün ana faaliyet konusu inşaat olmayan bir çok grup inşaata yöneldi ve sektördeki katma değere gözünü dikti. Hal böyle olunca bir konu ciddi anlamda atlanmaya başlandı. Üzerinde konuşulan ve yüksek rant elde etme aracı olarak görülen alanlar aynı zamanda insanların yaşam alanları. İnsanlar burada doğuyor, büyüyor, sosyalleşiyor. Çocuklarımız, yaşlılarımız sosyal ihtiyaçlarını buralarda karşılamak zorunda ve çevreye herkesten çok bağımlılar. Bugün bina yoğunlugu ve plansız kentleşmeden nefes alamayan cocuklar, penceresinden bir başka binanın duvarını izlemek zorunda kalan yaşlılar görüyoruz. Evinden çıktığında iki saatte işine ulaşamayan anne babalar, calışanlar, arabasını evinin önüne dahi parkedemeyen insanlar, üzeri araba dolu kaldırımlar, deprem korkusuyla uykuları kaçan milyonlar ve bunlara tek alternatif olarak sunulan, insan psikolojisini bozan beton yığını yüksek katlı ucube binalar. İşte bugün böyle bir kent manzarasıyla karşı karşıyayız. Bence eğer Kentsel Dönüşüm Kanunu bu sorunlara çare olacaksa amacına ulaşmış olur. Bu sorunlara çare olan bir kentsel dönüşüm anlayışı, özlenen medeni kent yaşamını bize sunabilir. Burada atlanmaması gereken en önemli konu kanımca bu ağır yükü sadece devletin omuzlarına yüklememek gereğidir. Her yurttaşın ve piyasada faaliyet gösteren her müteahhit firmanın bu hassasiyet ve anlayışla işe yaklaşması ve sorumluluk alması gerekir. Çünkü şunu unutmamak gerekir ki para her zaman kazanılır ama başka İstanbul başka Türkiye yok. Bu güzel toprakların kıymetini bilmek, hakkını vermek lazım." 

Platin Haber